• BIST 100

    10720,36%-0,06
  • DOLAR

    41,81% -0,04
  • EURO

    48,56% -0,12
  • GRAM ALTIN

    5468,97% 1,20
  • Ç. ALTIN

    9015,83% 0,00

Antidepresan kullanımı son 10 yılda iki katına çıktı

10 Ekim tüm dünyada Ruh Sağlığı Günü olarak anılıyor ve ruh sağlığına dikkat çekiliyor. Özellikle pandemi sonrası antidepresan kullanımı giderek artış gösteriyor.

Güncel 11.10.2025 23:28:26
Antidepresan kullanımı son 10 yılda iki katına çıktı

Antidepresan kullanımı son 10 yılda iki katına çıktı

 

İstinye Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu’nun verdiği bilgilere göre, Türkiye’de antidepresan kullanımı son 10 yılda neredeyse iki katına çıktı. Bugün her 100 kişiden 6’sının antidepresan kullandığını belirten Şalcıoğlu, “Antidepresan kullanımındaki bu sıçrama toplumun kolektif olarak yaşadığı zorlanmayı yansıtıyor” dedi.

 

Ruh sağlığı sorunlarına dikkat çekmek için her yıl 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak anılıyor. İstinye Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Şalcıoğlu, bugün vesilesiyle Türkiye’deki ruh sağlığını değerlendirirken, güncel verileri de paylaştı.

Antidepresan kullanımı son 10 yılda iki katına çıktı

Türkiye’de antidepresan kullanımının son 10 yılda neredeyse iki katına çıktığını belirten Şalcıoğlu, şunları söyledi:

“2010’ların başında her 100 kişiden yaklaşık 3’ü düzenli antidepresan kullanırken, bugün bu sayı 6’ya yaklaştı. Pandemiyle birlikte bu artış daha da hızlandı: 2020 sonrası sadece iki yıl içinde piyasaya sürülen antidepresan miktarında yaklaşık 10 milyon kutuluk bir artış yaşandı. Bu veriler, toplumda ruh sağlığı sorunlarının artışıyla birlikte sosyal koşulları ve sağlık hizmetlerine erişimdeki farklılıkları da düşündürüyor.”

Antidepresan kullananların yüzde 70’i kadın

Antidepresan kullanımında en büyük farkın kadınlarda görüldüğünü belirten Prof. Dr. Şalcıoğlu, şöyle devam etti:

“Reçetelerin yaklaşık yüzde 70’i kadınlara yazılıyor. Yani antidepresan kullanan her 10 kişiden 7’si kadın. Bu fark, kadınların daha fazla ruh sağlığı sorunları geliştirmesinden mi yoksa erkeklere göre tedavi aramaya daha fazla açık olmalarından mı kaynaklanıyor, bu hâlâ tartışmalı bir konu. Yaş grubunda ise 35 yaş üstü bireyler öne çıkıyor. Özellikle 36-50 yaş aralığında kullanım yaygın. Ancak gençler arasında da son yıllarda artış olduğu gözleniyor. Bu gençlerin gittikçe daha fazla ruh sağlığı sorunları için risk altında olduğuna işaret ediyor. İllere göre dağılımda dikkat çeken farklar var: Büyükşehirlerde kullanım oranları daha yüksek. Bazı şehirlerde, özellikle batı ve iç Anadolu bölgelerinde, kişi başına düşen antidepresan kullanımı diğer illere göre iki kata kadar çıkabiliyor. Büyük şehirlerde yaşamın zorlukları burada belirleyici bir faktör olabilir.”

Birçok kişi terapiye değil, sadece reçeteye ulaşabiliyor

Prof. Dr. Şalcıoğlu, bu artışın nedenlerini ise şöyle özetledi:

“Ruh sağlığı sorunları hem Türkiye’de hem dünyada artıyor. Pandemi sonrası dönemde, ekonomik kriz, işsizlik, belirsizlik, göç ve doğal afetler gibi toplumsal koşullar, özellikle Türkiye’de kaygı, umutsuzluk ve depresyon gibi ruhsal sorunların daha görünür hale gelmesine yol açtı. Böyle bir ortamda antidepresan kullanımındaki artış bir yönüyle toplumun ruh sağlığına dair farkındalığının artması, damgalayıcı tutumların zayıflaması ve bireylerin yardım arayışına daha açık hale gelmesiyle ilişkili olabilir. Ancak madalyonun öteki yüzünde sistemsel sınırlılıklar var. Süresi kısıtlı poliklinik muayenelerinde, ilaç reçete etmek genellikle en hızlı müdahale biçimi haline geliyor. Birçok kişi terapiye değil, sadece reçeteye ulaşabiliyor. 

İlaçların bir kısmı reçetesiz temin edilebildiği için, kendi kendine ilaca başlama veya sürdürme davranışı da yaygınlaşıyor. Bu durum, resmi kullanım verilerinin bile ötesinde bir tabloyu işaret ediyor. İlaç daha erişilebilir olsa da araştırmalar, özellikle bilişsel ve davranışçı terapi gibi bilimsel temelli psikoterapi yaklaşımlarının daha uzun vadeli ve kalıcı çözümler sunduğunu gösteriyor. Ne yazık ki hem maddi hem de yapısal engeller, toplumun geniş kesimlerinin bu tür bilimsel temelli terapilere ulaşmasını zorlaştırıyor. Bu noktada ilaç endüstrisinin rolü de göz ardı edilemez. Psikolojik sorunların yalnızca biyolojik ya da kimyasal temelli hastalıklar gibi çerçevelenmesi (medikalizasyon), antidepresanların yaygın biçimde önerilmesini kolaylaştırıyor. Elbette ilaç tedavisi bazı durumlarda gerekli ve faydalı olabilir. Ancak bu faydanın bireyler arası farkları, yan etkileri ve alternatif müdahale yolları göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekir.”

Kişi başına düşen antidepresan tüketimi iki yıl içinde yaklaşık yüzde 25 yükseldi

Pandemiyle birlikte Türkiye’de antidepresan kullanımının belirgin şekilde artığına değinen Profesör, “Kişi başına düşen tüketim sadece iki yıl içinde yaklaşık yüzde 25 yükseldi. Ancak aynı dönemde psikiyatri reçetelerinde düşüş gözlemlendi. Bu da birçok kişinin doktora başvurmadan, kendi kararıyla ilaç kullanmaya yöneldiğini gösteriyor. Nitekim pandemi sırasında dünya genelinde kendi kendine ilaç kullanma oranının yüzde 48’in üzerine çıktığını görüyoruz. Pandemi sırasında ilaç kullanımdaki artışın arkasında kapanmaların yol açtığı yalnızlık ve belirsizlik, hastalığa yakalanma korkusu, kayıplar, ekonomik zorluklar ve işsizlik gibi etkenler var. Ayrıca ev içi çatışmaların artması, kadınların artan bakım yükü ve sosyal desteğin zayıflaması da bu tabloyu derinleştirdi. Antidepresan kullanımındaki bu sıçrama toplumun kolektif olarak yaşadığı zorlanmayı yansıtıyor” diye konuştu.

Türkiye’de antidepresan kullanımı birçok Avrupa ülkesinin gerisinde

Türkiye’deki antidepresan kullanımını dünya genelinde değerlendiren akademisyen, şunları söyledi:

“Türkiye’de antidepresan kullanımı artıyor ama hâlâ birçok Avrupa ülkesinin gerisindeyiz. OECD verilerine göre Türkiye, üye ülkeler arasında antidepresan kullanım oranı en düşük ülkelerden biri. Örneğin, İzlanda, Portekiz, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde kişi başına düşen antidepresan kullanımı Türkiye’nin 3 ila 4 katı kadar. Ancak bu fark, Türkiye’de toplumun daha sağlıklı olduğunu değil, psikoterapiye ve psikiyatrik hizmetlere erişimin daha sınırlı olduğunu gösteriyor da olabilir. Batı ülkelerinde psikoterapi hizmetleri daha yaygın ve erişilebilir düzeyde olduğu için insanlar, Türkiye’de örneğindeki gibi, sadece ilaca yönelmiyor. Yani düşük oranlar her zaman olumlu bir tabloya işaret etmiyor.”

Antidepresanların yanlış ya da gereksiz kullanımı riskli

Antidepresan kullanım süresi ve miktarlarıyla ilgili de konuşan Şalcıoğlu, “Elimizdeki bilimsel kaynaklarda, Türkiye’de antidepresanların ortalama kullanım süresi ya da bireysel doz tercihlerine dair güvenilir bir veri bulunmuyor. Klinik rehberlerde genellikle 6 ay ve üzeri kullanım önerilir, ancak bu süre vakaya göre değişir. Genellikle kişilerin bu süreyi aştığını, yıllarca ilaç kullanabildiğini görüyoruz. Antidepresan kullanımını anlayabilmek için daha detaylı saha araştırmalarına ihtiyaç var” dedi. Gereksiz kullanımın riskler taşıdığını belirten Şalcıoğlu, şunları söyledi:

“Antidepresanlar yanlış ya da gereksiz kullanıldıklarında ciddi riskler taşırlar. Öncelikle biyolojik açıdan, yan etkiler (uyku bozuklukları, kilo değişimi, cinsel işlev sorunları, mide‑bağırsak yakınmaları vb.) görülebilir; bazı ilaçlarda ani kesilme sendromu yaşanabilir. Uzun süreli ve kontrolsüz kullanım, beynin kimyasal dengesini yapay biçimde değiştirebilir. Psikolojik açıdan ise en önemli risk, duygusal dayanıklılığın ve başa çıkma becerilerinin zayıflamasıdır. Kişi her zorlanmada ilaca yönelme eğilimi geliştirebilir; bu da psikoterapi veya yaşam koşullarını değiştirme gibi daha kalıcı çözümleri geciktirebilir. Toplumsal düzeyde ise, ‘hızlı çözüm’ kültürü ve sağlık sisteminin ilaca dayalı yapısı güçlenir; böylece ruhsal sıkıntıların altında yatan sosyo‑ekonomik nedenler görünmez hale gelir. Bu nedenle ilaçlar, doğru tanı, düzenli izlem ve gerektiğinde psikoterapi desteğiyle birlikte kullanıldığında anlamlı bir fayda sağlar.”

 

Ruh sağlığı hizmetlerinin, psikoterapilerle desteklenmesi gerekiyor

Prof. Dr. Şalcıoğlu ruh sağlığını korumak için atılması gereken adımlarla ilgili ise şöyle konuştu:

“Ruh sağlığını sadece bireysel değil, kamusal bir iyilik hali olarak görmek zorundayız ve bu da yapısal çözümler gerektiriyor. Önleyici adımlar bu çerçevede büyük önem taşıyor: Okullarda duygusal okuryazarlık eğitimlerinin verilmesi, sosyal bağları güçlendiren topluluk temelli programların hayata geçirilmesi, ekonomik güvencesizlikle mücadele edilmesi, bireysel dayanıklılığı artırmakla kalmaz, toplumsal ruh sağlığını da güçlendirir. Bu noktada Türkiye’de sayısı 100 bini aşan psikoloji lisans mezunu önemli bir kaynak oluşturuyor. Etkili psikoterapi yaklaşımları alanında eğitilen psikologlar farkındalık ve erken müdahale programlarında etkin biçimde değerlendirilerek toplum ruh sağlığına katkı sunabilir. Sorunlar ortaya çıktığında ise, müdahale kapasitesinin güçlendirilmesi gerekiyor. Bu aşamada yalnızca ilaca dayalı kısa süreli çözümler kalıcı iyilik halini sağlamak için yeterli değil. Ruh sağlığı hizmetlerinin, bilimsel etkinliği kanıtlanmış psikoterapilerle desteklenmesi gerekir. Bilimsel temelli psikoterapilerin sağlık sistemine entegre edilmesi ve bu alanda çalışan personelin psikolojik müdahale konusunda eğitilmesi, Türkiye’de ruh sağlığı hizmetlerinin ilaç odaklı yaklaşımdan iyileşme odaklı bir modele dönüşmesi için en kritik adımdır.”

Tabaklar havada uçuştu | Zorba Taverna'da 40. yıl coşkusu

Antidepresan kullanımı son 10 yılda iki katına çıktı

İnsan ömrü gerçekten 150 yıla çıkabilir mi?

Gençlerde Kalp Krizi Riskine Dikkat!

Toprak Razgatlıoğlu, Estoril’de İlk Yarışı Kazandı

Red Bull Sporcusu Toprak Razgatlıoğlu, Estoril’de İlk Yarışı Kazandı

BKE Feed The Future'da Ödülü Aldı

Google, üniversiteli öğrencilere yapay zekayı ücretsiz veriyor

İstanbul Vakfı'ndan can dostlarımıza destek çağrısı

Covid-19’da Yeni Tehlike | Frankenstein Varyantı

Yedi Kabuklu Ekmek| Gurbet ekmeği

Sigarayı bırakmayı kolaylaştıran 6 pratik öneri

ESET Türkiye liderliğini iş ortaklarıyla pekiştirdi

İZKİTAP ve İzmir Uluslararası Edebiyat Festivali başlıyor

Türkiye’deki Kuş Gözlemciler 21 Noktada Buluştu

Atölye Modern’de yeni dönem başlıyor

Paris Moda Haftası'na Recep Demiray İmzası

Mehlika Afra Cebeci'nin nikah törenine ünlü akını

Diz protezi ile ağrısız yürümek mümkün

Birleşik Krallık’ın tarihi binaları, camileri Türk halılarıyla döşenecek

Hollanda savunma endüstrisine siber güvenlik desteği

Pera 77 Konserleri Ekim’de de Müzikseverlerle Buluşuyor

TESK ve TPF'den perakende yasası için ortak çağrı geldi

Okul çağında beslenme başarıyı etkiliyor!

Günlük 7 bin adım sağlıkta fark yaratıyor

15. TÜRKTAY Zirvesi Ankara’da Gerçekleştirilecek

5 adımda ofis boynu sendromu önlenebilir

Sigortacılık sektöründe hedef 150 milyar dolarlık hacime ulaşmak

Vitaminlerdeki aşırı tehlike | Uzmana danışmadan vitamin almayın

Kripto Endeks Fonu Nedir?

Yükleniyor

Tabaklar havada uçuştu | Zorba Taverna'da 40. yıl coşkusu

Paris Moda Haftası'na Recep Demiray İmzası

Mehlika Afra Cebeci'nin nikah törenine ünlü akını

Kapadokya’da Moda Rüzgârı | Fashion Week 2025 Nefes Kesti

Yıldız Çağrı Atasoy ile Berk Oktay ayrılıyor mu?

Songül Güner, Kıbrıslı hayranlarıyla buluşuyor

Set arkadaşlığı aşka dönüştü... Hayrettin, sevgilisiyle ilk kez görüntülendi!

Örtü | Taha Gürbüz'ün yeni şarkısı yayında

Club Catamaran | 20 yıldır değişmeyen eğlence

Kuki; Oyuncağım Konuştu yakında gösterime giriyor

İnsan ömrü gerçekten 150 yıla çıkabilir mi?

Gençlerde Kalp Krizi Riskine Dikkat!

Covid-19’da Yeni Tehlike | Frankenstein Varyantı

Sigarayı bırakmayı kolaylaştıran 6 pratik öneri

Diz protezi ile ağrısız yürümek mümkün

Günlük 7 bin adım sağlıkta fark yaratıyor

5 adımda ofis boynu sendromu önlenebilir

Vitaminlerdeki aşırı tehlike | Uzmana danışmadan vitamin almayın

Her 10 gençten 4’ü siber zorbalığa uğruyor!

Türkiye’de Hepatit C’nin Gerçek Yüzü

ESET Türkiye liderliğini iş ortaklarıyla pekiştirdi

Hollanda savunma endüstrisine siber güvenlik desteği

Yapay zekânın küresel ölçeklenmesi 2 trilyon dolarlık yeni kaynak gerektiriyor

Tatil öncesi dijital temizlik zamanı

Giray Altınok ve “Gerçek yapay zekâ dostu” iş başında!

İlaç ve Tıbbi Cihaz Sektörü Yasal Düzenlemelere Birlikte Uyumlanıyor

TÜBİTAK Desteğiyle Üretildi, Reflü, Gastrit ve Ülseri Yenecek

Felçlileri yürüten robotlar serebral palsili çocuklara umut oldu

Tıklamadan önce düşünün

KOBİ’ler için hassas verileri koruma rehberi

BKE Feed The Future'da Ödülü Aldı

Birleşik Krallık’ın tarihi binaları, camileri Türk halılarıyla döşenecek

TESK ve TPF'den perakende yasası için ortak çağrı geldi

15. TÜRKTAY Zirvesi Ankara’da Gerçekleştirilecek

Sigortacılık sektöründe hedef 150 milyar dolarlık hacime ulaşmak

Kripto Endeks Fonu Nedir?

Yenilenen Kia Sportage Türkiye’de

Togg’da yıl sonu fırsatları erken başladı

Hedef 50 milyar dolar | İstanbul'da dev buluşma

Penta Teknoloji, 2025’in ilk yarısında güçlü büyümesini sürdürdü

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 8 7 0 1 17 22
2.TRABZONSPOR A.Ş. 8 5 1 2 7 17
3.GÖZTEPE A.Ş. 8 4 0 4 9 16
4.FENERBAHÇE A.Ş. 8 4 0 4 7 16
5.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 8 4 2 2 0 14
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 7 4 2 1 3 13
7.SAMSUNSPOR A.Ş. 8 3 1 4 2 13
8.TÜMOSAN KONYASPOR 7 3 2 2 4 11
9.CORENDON ALANYASPOR 8 2 2 4 1 10
10.HESAP.COM ANTALYASPOR 8 3 4 1 -4 10
11.KASIMPAŞA A.Ş. 8 2 3 3 -1 9
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 7 2 3 2 -2 8
13.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 7 1 3 3 -1 6
14.GENÇLERBİRLİĞİ 8 1 5 2 -5 5
15.KOCAELİSPOR 8 1 5 2 -7 5
16.İKAS EYÜPSPOR 8 1 5 2 -7 5
17.ZECORNER KAYSERİSPOR 8 0 3 5 -12 5
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 8 1 7 0 -11 3