10871,08%0,16
41,92% 0,15
48,83% 0,00
5326,38% -0,66
8944,84% -1,95
Sanatın ve yaratıcılığın yüceltildiği bu özel etkinliğe başta Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği Spor Komisyonu Başkanı Ufuk Sarıgül, Viktor Apalaçi, televizyoncu ve sunucu Aynur Ayaz olmak üzere sanat ve medya dünyasından bir çok değerli isimler katıldı.

Festivalin organizatörü ve sinema eleştirmeni Kerem Akça, bu yıl ikincisi gerçekleştirilen ve sinema dünyasına çok önemli katkıları, çıktıları olan bu uluslararası alanda çok değerli festivalin sinemamıza katkılarda bulunarak ülkemizin sesi olmayı başardı. Türkiye’nin önde gelen sinema eleştirmenlerinden olan Javier Bardem ve Monica Bellucci gibi dünya yıldızlarıyla gerçekleştirdiği röportajlarla adını duyuran Kerem Akça, “Fantastik İstanbul” adının doğuş hikâyesini ve festivalin vizyonunu şu sözlerle anlattı:

“Fantastik İstanbul’u kurarken dünyadaki Fantasporto ve Fantasia gibi festivallerden ilham aldık. Türkiye’de yenilikçi yönetmenlere alan açan bir platform oluşturmak istedik. Bu festival, hem ulusal hem de uluslararası ölçekte özgün yapımlara kapı aralıyor.”
Fantastik Film Festival sunuculuğunu, sinema eleştirmeni, kültür-sanat yazarı, gazeteci Emel Seçen yaptı.
Emel Seçen, program açılışında Charlie Chaplin’in “Sadece aklı başında olanlar deli olduklarını kabul ederler.” sözünü hatırlatarak, Kerem Akça’nın Fantastik Film Festivali’ni hayata geçirmek için gösterdiği çaba ve cesaretten dolayı teşekkürlerini sundu.

Festivalin danışma kurulunda Alex Proyas, Kıvanç Baruönü, Pınar Toprak, Gökhan Tiryaki, Can Evrenol, Colin Geddes gibi önemli isimler yer alırken;
2000–2009 yılları arasında Ulusal Fantastik Film Yarışması’nın jüri başkanlığını Okan Bayülgen üstlendi. Cihangir Ceyhan, Şevket Süha Tezel, Ayça Varlıer, Ege Kökenli, Cem Karcı, Başak Parlak, Mevlüt Koçak ve İpek Erdem gibi sanat dünyasının sevilen isimleri de jüri üyeleri arasında yer aldı. Festivalin açılışı Kadıköy Sineması’nda, Alper Kul sunumu ve Kırık Zar filmiyle yapılırken, kapanış filmi olarak Bulk seçildi. Yılın en çok konuşulan yapımlarından olan Ben Wheatley filmi, Edingburg’dan sonra sadece Avrupa’da ilk kez Türkiye’de dünya kentlerinden İstanbul’da seyirciyle buluştu.